9 Nisan 2017 Pazar

Çirkin Çakıl Tanesi

güldüğüm kısımlarını yazmıyorum hayatın,
onları sevmiyorum
unutuyorum hem...

bugün herkes mutluydu. güneşli, denizli, yemyeşil bir pazar günüydü bugün,
ben sigara dumanıydım,
safra gibi bir şeydim,
nasıl desem, kekremsi, uzak, yabancı...
o aptal kumsaldaki en çirkin çakıl taşıydım işte...
inan annem bile sevmezdi beni bugün
yaşasaydı eğer...

-tanımlanamayan karaciğer sirozu on beş yıl üstelik, sinsice, bilmiyorduk-

tamam girmiyorum o konuya...
kitaplarımı özlediğimi söylemek istiyorum
çok param var bolca alıyorum artık
ama özlüyorum
ben ki kendime yetişemiyorum,
kravatımı takıp onlara koşuyorum,
leş oluyorum !

29 Mart 2017 Çarşamba

Uykulaırm Bölünmüş Yaram

Nerede kendime yeteceğimi düşünsem
kanlı zıkkım kuyulara iki elim başımda pişman
uykularım bölünmüş yaram ...

Kudüs'ün hatrına, bırakma beni !

Kibrim azabımdır bilirsin
gücüm muhtaç
sözüm kekeme
göğsüm ürkek...

Taif'in hatrına, bırakma beni !

İçimin ölüleri çok birikti
içimin ölüleri çok birikti
içimin ölüleri karanlığım

Yasin'in hatrına, bırakma beni !

26 Mart 2017 Pazar

herkes de böyle bildi yorgundum;
oysa benim içimi daraltan bir şeyler vardı gece yarıları karardım
ağlamak istediklerim
unutmak istediklerim
kanamak istediklerim
sarılmak istediklerim
konuşmak istediklerim
uyanışlarımın körlüğü
günümün dağınıklığı
beynimin cinayetleri neşet ertaş türküleri...
benim içimi daraltan bir şeyler vardı dilimi dinimi sorgulatan
toprak kokusunda mezar açan
m16 gölgesinde çocukluk yaşatan
onsekizinde yalnızlık bırakan...



7 Ocak 2017 Cumartesi

izlerin burda hala,yanıbaşımda...

ve gece olunca göremiyor kuşlarını gözlerim...
bi şiirle sarayım diyorum kesiğimi
değişsin yazgımın dağınık silueti
ölü annemin içime çakılan gözleri
ilk süt içişim gibi mavi
ilk damla gibi kekremsi...


kırılır bir yanım
öyle gitme!
ayrılık kara gözün değil ki seveyim...

bu nar büyümez bilesin,
bu sokak hep yağmur kalır..!