5 Mart 2022 Cumartesi

Urgan

Kandil yaktım Galatadan aşağı yokuş,

bir ayağım aksak...


Leventin biriyle göz göze geldim yorgun,

Bedevi bir hüzne şarkı mırıldanıyor sürgün...

Her yer şarap, ellerim kan, yolum siyah diyor inilti !


Bir köpek nasıl sancırsa öyle inledim Karaköyde

Dizimin kanadığını çok sonra anladım.

Çürük bir urgan buldum yakamozunda kaldırımın,

Nâramı koydum, acımı kustum !


Kör kılıcını gömmeye giden bir cellada

Nasıl susulursa öyle sustum! 


7 Aralık 2021 Salı

Derinden

Küçükken akasya çiçeklerini dişleyen ağzıma bir parça kan yakıştırıyorum;

uzun karanlık tozlu bir hikayeden çıkmış gibi 

yorgunum diyorum,

yorgunum ve sesini etmiyor o, 

gecenin ışığını kapatıp uykuya dalıyor, 

kimsem kalmıyor sanki, 

eskiyi çağırsam dilim dipsiz bir kuyuda kaybolacak, 

dövecekler beni, 

eskiyi çağırsam içimde patlayacak karabasan, 

sabaha yetişemem böyle, sabaha uyanamam ben 

anlamalıydı..! 


Bileklerim yanıyor amirim dirseğim, takatim kalmıyor, 

şakaklarıma bir ağrı kesici atıyorum safra, 

sis çöküyor göğsüme boyumca

rutubet bir odada düşlüyorum denizi

 

ah bi de yelkenim olsa..! 

Anladım


Beni bir ağacın kovuğunda unuttular,
Yağmurun birinde mahsur kaldım !

İçime bir cellat yalnızlığı sızdığında anladım;

Ben artık solgun bir çakıl,
Sancılı bir kimlik bunaltısıydım karanlıkta...
Bunu denize mavilendiğimde anladım !

Bileğime halatlar çizdim kalemim...
Çürüyüp yırtılınca anladım !

9 Haziran 2021 Çarşamba

עבר

Baştan aşağı sallanan cesetler

gölgeler ve ebedi hüzünler yurdunda

çocukluğum aşınacak yürüdükçe bu kavga...


Biri 'yalnızım' diyecek

öteki 'kaybettim'

iki yanıma kış çiçekleri çizecek biri...


Alnımı şimdi gri bir Süryani taşına sürtüyorum,

külden bir mahzen düşlüyorum bozkırda,

biraz kenger,

biraz su...

annemi buluyorum..!

19 Şubat 2021 Cuma

Değil

 

İyi bir şiire malzeme olacak kötü acılar biriktirdim   

kaburgamda

sancıyan bir  tren garı hüznü sevgilim...

Birazdan bir parçamı öldürecekler kekre !

unutmam gerekenleri biri sırtımdan alsa !
biri sırtımdan alsa
kuşkuma sahip çıkarak diyorum
bunlar sıkıntılı mevzular...


hep yanlış olmanın hüznü avuçlarımda,
alnımın acısı değil...

3 Eylül 2020 Perşembe

Gece

 

Sokağa çıktım
ömrümün genç yılları artık
sesimin inceldiğini farketmemişim aynada
solgun yüzümü görünce duraksadım karanlık içtiğim kadehler çınarda kumsalda kaldırımda solgun diz boyu yapraklar
anlamadım ilk
yanıma yöreme sinen yalnızlığı sildim darlanınca
ki
üstüm başım kan içinde
bileğimin sargısını bir sabah çöpçüsünün ördüğünü anladım
gömleğimi yıkadığını kumral bir fahişenin
nasıl da bana acıdığını
bir bana açıldığını istekle
çok sevdiğini parmak uçlarımı...

7 Ağustos 2020 Cuma

Sancı

Bir esinti var kaybolunan ! 

Ben terini seviyorum bu mutlak !

Bu elime dolanan 

bu kaç cezam varsa çekerim şiiri 

kara bir hatıra

suç unsuru 

edepsiz delil

bu kendini bilmez bu kırgın

bu rüzgarda küflü bir karadeniz ezgisinin rum kokusu

ayrılık acısı

sancı gibi bu !

30 Haziran 2020 Salı

Nefesin

gece iki gözlerin
saçların gece iki
üstelik sarhoş, yorgunum
ellerim ayışığı...

dokunamam adını söylesem
korkağım !
bir değsem bütün engeller
yasaklar, falanlar filanlar
bir değsem
senin imkansız nefesin boynumda
düşlerin salkım salkım
gece iki
dudağımda düşlerin..!

Nar






dargın bir gecenin sabahına benziyordu yüzü...

birileri gitmiş de hiç gelmeyecekmiş gibi
kederli,
küfürbaz,
sakin...

nefes aldırıp su vermeliydim hüznüne,
elini yüzünü sevmeliydim çamurlu,
dağınık yerlerini toplamalıydım içinin,

saçları nar kokuyordu, söylemeliydim !

25 Şubat 2020 Salı

eli eli ! lema şewaktani..?

kaburgamın arasında pas kokulu bir çarmıhın yalnızlığı...
neye sızlandığını bilmeyen bir yaranın utancındayım.

beni kaybediyorlar !
beni kaybediyorlar !

ellerim uyuşuyor,
soluğum kesiyorlar !

soluk bir karanlığa sürüklüyor bıçağın

kapat gözlerini ismail,
ellerim titriyor !

göçüp gidenlerin, dönüşmek zorunda kalanların öfkesine evrilsin bilincim
ellerim titriyor !

bugün hiç uyanmamalıydık biliyorsun...

kara bir sunakta resmetmiş ellerimi şair
çocukken yani ben
sarı güneş kokulu taşlık sokaklarında köyün...

yalnızlık iyi diyor bir ses...
yalnızlık iyi gelmiyor ismail..!

3 Ocak 2018 Çarşamba

Seni Kırdığım Yolları Adımlıyorum

Issız bir sokağa benziyorum nicedir
N'etsem durulmuyor kalbimin çamurlu hüznü...

Yaraların hangi birine kabuk bağlasam şaşıyorum,
Çocuk kalıyorum...

Boğazım düğümleniyor biliyor musun
Tek üşüyeni ben oluyorum gecenin...

9 Nisan 2017 Pazar

Çirkin Çakıl Tanesi

güldüğüm kısımlarını yazmıyorum hayatın,
onları sevmiyorum
unutuyorum hem...

bugün herkes mutluydu. güneşli, denizli, yemyeşil bir pazar günüydü bugün,
ben sigara dumanıydım,
safra gibi bir şeydim,
nasıl desem, kekremsi, uzak, yabancı...
o aptal kumsaldaki en çirkin çakıl taşıydım işte...
inan annem bile sevmezdi beni bugün
yaşasaydı eğer...

-tanımlanamayan karaciğer sirozu on beş yıl üstelik, sinsice, bilmiyorduk-

tamam girmiyorum o konuya...
kitaplarımı özlediğimi söylemek istiyorum
çok param var bolca alıyorum artık
ama özlüyorum
ben ki kendime yetişemiyorum,
kravatımı takıp onlara koşuyorum,
leş oluyorum !

29 Mart 2017 Çarşamba

Uykulaırm Bölünmüş Yaram

Nerede kendime yeteceğimi düşünsem
kanlı zıkkım kuyulara iki elim başımda pişman
uykularım bölünmüş yaram ...

Kudüs'ün hatrına, bırakma beni !

Kibrim azabımdır bilirsin
gücüm muhtaç
sözüm kekeme
göğsüm ürkek...

Taif'in hatrına, bırakma beni !

İçimin ölüleri çok birikti
içimin ölüleri çok birikti
içimin ölüleri karanlığım

Yasin'in hatrına, bırakma beni !

26 Mart 2017 Pazar

herkes de böyle bildi yorgundum;
oysa benim içimi daraltan bir şeyler vardı gece yarıları karardım
ağlamak istediklerim
unutmak istediklerim
kanamak istediklerim
sarılmak istediklerim
konuşmak istediklerim
uyanışlarımın körlüğü
günümün dağınıklığı
beynimin cinayetleri neşet ertaş türküleri...
benim içimi daraltan bir şeyler vardı dilimi dinimi sorgulatan
toprak kokusunda mezar açan
m16 gölgesinde çocukluk yaşatan
onsekizinde yalnızlık bırakan...



7 Ocak 2017 Cumartesi

izlerin burda hala,yanıbaşımda...

ve gece olunca göremiyor kuşlarını gözlerim...
bi şiirle sarayım diyorum kesiğimi
değişsin yazgımın dağınık silueti
ölü annemin içime çakılan gözleri
ilk süt içişim gibi mavi
ilk damla gibi kekremsi...


kırılır bir yanım
öyle gitme!
ayrılık kara gözün değil ki seveyim...

bu nar büyümez bilesin,
bu sokak hep yağmur kalır..!

15 Mart 2016 Salı

İyot

Gece bir otuzda  deniz kokan odalar vardır bayım belki bilmezsiniz...
Dalgaların, martıların,kayıkçıların, balıkçı ağlarının, eski aşkların hiç ölmediğini görürsünüz odanın penceresinden,
lodos uyutmaz,
bir şiir yazmak gelir içinizden
bir sigara yakarsınız derken
eski mektuplar,
yılgın anılar,
evsiz çocuklar...
Gece bir otuzda bayım, gece bir otuz..!

17 Şubat 2016 Çarşamba

Gün açınca güldüğüme bakma,
geceleri öksüzüm ben,
yasaklı gibi bir kuyudan atlamayı düşünürüm hep
biraz kırgındır kalbim...

Yaz

yeni şiirler yazılmalıydı turguttan sonra,
biraz utangaç
çokça günahkâr
ama asla küskün değil...

portakal bahçelerin kokusunu duyabilmeliydik diyorum,
o kız gittikten sonra bile evet !
beyaz örtülerimizde muhabbetin kokusu, serin sabahların uyanışı eylülde,
yağmuru özledik diyebilmeliydik,
ölmemeliydi çocuklar...