Kandil yaktım Galatadan aşağı yokuş,
bir ayağım aksak...
Leventin biriyle göz göze geldim yorgun,
Bedevi bir hüzne şarkı mırıldanıyor sürgün...
Her yer şarap, ellerim kan, yolum siyah diyor inilti !
Bir köpek nasıl sancırsa öyle inledim Karaköyde
Dizimin kanadığını çok sonra anladım.
Çürük bir urgan buldum yakamozunda kaldırımın,
Nâramı koydum, acımı kustum !
Kör kılıcını gömmeye giden bir cellada
Nasıl susulursa öyle sustum!